Günlük hayatta karşılaşılan gıda sıkıntısı, sağlık sorunları, çevre kirliliği, biyolojik çeşitliliğin azalması gibi sorunların çözümüne biyoloji bilimi katkı sağlamaktadır.
Adli olayların çözümünde de biyoloji biliminden yararlanılmaktadır. Örneğin suçluların tespitinde, babalık davalarında DNA parmak izi yöntemi kullanılmaktadır. Her insanın DNA dizisi farklı olduğundan olay yerinden alınan saç, tükürük, kan örneklerinin incelenmesi ile elde edilen DNA parmak izleri karşılaştırılarak suçluların tespiti sağlanabilmektedir.
İçindekiler
Gıda Sıkıntısı ve Beslenme ile İlgili Sorunların Çözümünde Biyolojinin Katkıları
Dünya nüfusu ile birlikte insan ihtiyaçlarının da artması, açlık sorununun ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Tarım ve hayvancılıkta ıslah çalışmaları sonucunda daha çok et, süt ve yumurta veren hayvanlar ile verimi ve besin değeri yüksek buğday, mısır, domates, soya fasulyesi gibi bitkiler yetiştirilmektedir. Sağlığa etkileri tartışılmakla birlikte parazitlere ve hastalıklara karşı dayanıklı, raf ömrü uzun genetiği değiştirilmiş organizmalar çok miktarda ve ucuza üretilerek dünyada açlık probleminin önüne geçilmeye çalışılmaktadır.
Sağlık Sorunlarının Çözümünde Biyolojinin Katkıları
Biyoloji bilimindeki gelişmeler, tıp ve ilaç endüstrisine de pek çok katkı sağlamıştır. Biyoteknolojik uygulamalar sayesinde hastalıkların tedavisinde kullanılan aşı, serum, hormon, interferon, enzim gibi maddeler ve ilaçlar üretilmiştir.
Örneğin antibiyotikler, bakteriler ve küf mantarları kullanılarak üretilmektedir. Günümüzde yaygın olarak görülen şeker hastalığının tedavisinde kullanılan insülin hormonu, büyüme geriliği tedavisinde kullanılan büyüme hormonu ile lösemi, hemofili gibi hastalıkların teşhis ve tedavisinde kullanılan enzimler çok ucuza, kolaylıkla biyolojik olarak üretilmektedir.
İnsan Genom Projesi’nden elde edilen bilgiler sayesinde pek çok kalıtsal hastalığın teşhis ve tedavisinin mümkün olabileceği görülmüştür.
Hastalıkların tedavisinde kök hücre teknikleri ve gen terapisi uygulamalarından yararlanılması çalışmalarına ağırlık verilmiştir. Kalıtsal hastalığı olan kişilerin çocuklarının doğum öncesinde DNA dizileri belirlenebilmekte ve gen terapisi uygulamaları yapılarak yeni nesillerin daha sağlıklı olması amaçlanmaktadır.
Kök hücre ve gen tedavileri kalıtsal hastalıkların yanı sıra felç, kanser, AIDS, Parkinson, Alzheimer (alzaymır) gibi hastalıkların tedavisinde umut olmaktadır.
Çevre Sorunlarının Çözümünde Biyolojinin Katkıları
Çevre kirliliği sorununu çözmek ve kirlenmiş alanların ekolojik dengesini yeniden sağlamak için doğadaki işleyiş gözlenerek biyolojik çözümler geliştirilmektedir. Bu amaçla doğanın gücünden ve çeşitli canlılardan yararlanılmaktadır.
Örneğin petrol kirliliğinin temizlenmesinde petrolü ayrıştıran ve içindeki hidrokarbonları tüketerek çoğalan bakteriler kullanılmaktadır. Su mercimeği olarak bilinen bir bitki türü kullanılarak kirlenmiş sulardan ağır metaller uzaklaştırılmaktadır. Kirletici bir maddeyi ortamdan uzaklaştırmak için bu şekilde bir organizmanın kullanılması işlemine biyoremediasyon denilmektedir.
Çevre kirliliği ve küresel ısınmanın temel nedenlerinden biri kömür, petrol gibi fosil yakıtların kullanılması sonucu atmosferdeki karbondioksit miktarının artmasıdır. Mısır, şeker kamışı, soya fasulyesi, aspir gibi bitkiler ve hayvansal atıklar kullanılarak üretilen biyoyakıtlar, atmosferde karbondioksit artışına neden olmadığından bu sorunun çözümüne katkı sağlamaktadır.
Çevrede biriken ambalaj atıklarının yarattığı kirliliğin önüne geçilebilmesi için biyoplastiklerden yararlanılmaktadır. Biyoplastiklerin birçoğu, doğada biyobozunur özellik gösterir ve çözünerek kendiliğinden doğaya karışır. Zaman içerisinde biyoplastik kullanımının artması, çevre kirliliğinin önlenmesinde katkı sağlayacaktır.
Biyolojik Çeşitliliğin Korunmasında Biyolojinin Katkıları
Biyolojik çeşitlilik; ekosistem çeşitliliğini, dünya üzerindeki tür çeşitliliğini ve tür içindeki genetik farklılıkları ifade eder. Günümüzde biyolojik çeşitliliği korumanın doğal dengenin ve insan yaşamının vazgeçilmez unsuru olduğu bilinmektedir. Bu nedenle biyolojik çeşitliliğin korunması ve sürdürülebilirliğin sağlanması amacıyla çevre kirliliği, nüfus artışı, doğal alanların bozulması, ormanların yok edilmesi, yasa dışı avlanma ve ticaret gibi insan etkinliklerinin önüne geçilmeye çalışılmaktadır.
Yok olma tehlikesi altındaki türlerin korunması amacıyla bitki ve hayvanların doğal yaşam ortamlarından alınarak botanik bahçesi, hayvanat bahçesi gibi ortamlarda koruma altına alınması sağlanmakta ya da doğal ortamlarında korunması için millî parklar, doğayı koruma alanları, özel çevre koruma alanları oluşturulmaktadır.
Gen bankaları kurularak türlerin tohum, yumurta, sperm ya da DNA’ları saklanmaktadır.